İSG ve Kadın

KADINLAR; ayaklarına cennetin serildiği analarımız, aynı karından kardeşlerimiz, her şeyimizi paylaştığımız eşlerimiz, canımızı feda edeceğimiz kızlarımız ve iş arkadaşlarımız;

4857 Sayılı İş Kanunu, kadın çalışanları “ÖZEL ÇALIŞAN” statüsünde ele alıyor. Ancak iş kazası kadın çalışana ne negatif, ne de pozitif ayrım yapmıyor. İş kazasına uğrayan kadın çalışan da uzuv kayıplı yaralanma ve ölümle sonuçlanan iş kazasına uğruyor ve bunun sonucunda kocalar eşsiz, çocuklar anasız, kardeşler ablasız, yeğenler teyzesiz veya halasız kalıyor. En acısı da bir anne, bir baba evlat acısıyla yanıyor.

Sadece bir haber olarak yazılan 07 MART 2020 tarihli bir yazıda “Son yedi yılda (2013-2020) iş yolunda veya iş başında trafik kazalarında, makinenin ezmesiyle, şiddet sonucu en az 817 kadın çalışan hayatını kaybetti.” deniyor. Elbette, sayı bundan çok fazladır. Çünkü kadın çalışanların yaşadığı iş kazaları daha çok tarım sektöründe ve traktör kazası veya römork devrilmesi sonucunda olduğu aynı yazıda bildiriliyor. Biz biliyoruz ki; kırsal kesimde yaşanan bu durumlar maalesef sonuca yansımıyor.

İnternette geziniyoruz. Bir bakıyoruz ki 23 Mart 2022 tarihli bir çalışma… Kadın çalışanlarda kayıtsız çalışmanın çok olduğu ve bu nedenle bilimsel verilere girilmediği için sonuçların yanıltıcı olduğunu belirtiyor. Aynı çalışmada ilginç bir ifade de var. SGK’nın orman iş kazalarını kayda almadığı yazılmış. Çok ilginç…. Ayrıntısı incelenmeli….

Yakın zamana geliyoruz, 07 MART 2023. Başlık, “Yalnız erkekler değil, patronlar da öldürüyor.” Ölen kadın çalışanların % 90’nından fazlasının sendikasız olduğu, %75’inin ise kayıt dışı çalıştığının belirtildiği yazıda, kadın iş kazalarının her yıl daha da arttığı ve bu konuda önlem alınmadığı da yazıyor. 2017 yılında hayatını kaybeden 2006 çalışanın, 116’sının kadın olduğunu belirten yazı; 2016 yılında 44 bin 953 kadının iş kazasına uğradığını belirtiyor. Eksik verili bu sayının bile ne kadar yüksek olduğu çok meydanda değil mi?

Kadın, Hayat Demektir…

Şairin dediği gibi;

Anamız,

Avradımız,

Yârimiz.

Ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen…

Ve soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen kadınlarımız…

Maalesef iş kazaları, meslek hastalıklarında erkeklerimizle yarışır durumda. Elbette kadınlarımız iş dünyasında, üretimde, sosyal yaşamda tam mevcuduyla bulunacak. Ancak iş kazalarında, kayıplarda olmayacak. Kadınlar her ortamda dimdik duruşuyla bulunacak, sağlıkla gururla, huzurla üretimin içinde duracak, her meslekte her sektörde başarılara imza atacak. Ancak iş kazaları kayıtlarında bulunmayacak.

Haydi iş güvenliği uzmanım! Bunu sen başaracaksın. Kadın da olsan, erkek de olsan; kadınlarımızı iş kazalarından korumak için daha çok gayret edeceksin. Çünkü kadınlarımız bunu hak ediyor ve kadın çalışanlarımızın sana ihtiyacı var. Haydi. Bu farkındalığı hep birlikte yaratalım. Çocuklar anasız, analar evlatsız kalmasın.

Ercan KIRCILAR